İnstagram için hazırlamış olduğum, aşağıda yer alan tespitler binlerce kez beğenildi ve paylaşıldı. Aslında ben avukat danışanlarımdan gözlemlediklerimi bir araya getirmeye ve özetlemeye çalıştım. Konu adalet, vicdan, eşitlik gibi hepimizin ihtiyacı olan değerler olduğunda bu mesleği yapan herkesin de ağır yükler altında olması kaçınılmaz oluyor.
Sorumluluk, değişim, prestij gibi konuları incelediğim bu tespitlerde ayrıca "kabul" kavramından da biraz bahsettim. Kabulü bir eylemsizlik olarak değil, değerlerimizi tekrar farketmemiz için bir eylem olarak görmemiz gerektiğini ve çözüm odaklı gidebilmek için bir araç olan "kabulü" konuştuk.
1)TEK SORUMLU AVUKAT MIDIR?
Avukat danışanlarımızın bir çoğu işlerini yaparken başka kişilerin (hakim, savcı, memur veya polis) iş yapışına bağlı olmalarına rağmen, müvekkil gözünde tek sorumlu olarak gözükmenin verdiği yorgunluğu dile getirmektedir.
* Ne kadar çaba gösterirsek gösterelim, sonuçların başkasına bağlı olması veya emeğimizin karşığını almanın başkasına bağlı olduğu durumlarda zamanla motivasyonumuz düşer. Bu durum da işlevselliğin azalmasına sebep olur.
2)ÖZEL HAYAT
Avukat danışanlarımız, müvekkileri ile kurdukları avukatlık ilişkisinin suistimal edilerek kendi özel hayatlarının müvekkilleri tarafından ihlal (sürekli telefon edilmesi, sürekli görüşülmek istenmesi vb.) edildiğinden bahsetmektedir.
*Sağlıklı olan, hayat alanlarımızın bölümlerinin birbirne karışmamasıdır. Bu ayrım sağlanamadığında özel hayatımız da iş hayatımız da sağlıklı ilerlemez ve toleransımızın düşmesine sebep olur.
,
3)SÜRELİ İŞLERLE ÇALIŞMAK
Avukat danışanlar, her yaptıkları işin belirli bir süreye tabi olmasının ve bu sürelere bağlanan sonuçların ağır sorumluluğu altında yaşadıklarından, zaman içinde bu yaşamın bir imtihana dönüşmesinden şikayet etmektedir.
*Her an, "acaba şu işin son günü müydü" kaygısı ile yaşamak ve yapılan her işin bağlı olduğu bi son günün bulunması, zaman içinde "hata yapabilirim" kaygısına sebep olur. Bu da yaptığımız işe odaklanmamızdan ziyade, ayrıntılarda takılı kalmamıza sebep olur ve nihayaetinde yapmamız gereken işleri yapamamaya başlarız.
4)UZUN SÜREN DAVA SÜRELERİ
Yargı sisteminden ve bir davanın sonuca bağlanmasının çok uzun süre aldığından şikayet eden danışanlarımız zaman geçtikçe dosyaya ve mahkemelere karşı güven kayıpları yaşadıklarından bahsetmektedir.
*Bize ait olmayan sorumlulukları üstlenmek stresimizi arttırır yaptığımızın işin ve verdiğimiz emeğin belirli bir süre sonra sonucunu görmek isteriz göremediğimiz zamanlarda inancımızı ve isteğimizi kaybetmeye başlarız.
5)PRESTİJ
Avukatlık mesleğinin eski prestijini kaybetti ve zorlu lisans eğitimi sonrasında danışanların bekledikleri kazanımları elde edemedikleri de bir diğer yakınma sebebi olarak karşımıza çıkıyor.
*Hepimizin çıktı yol sonunda beklentileri vardır bu beklentiler hayatımızı planlamamızı sağlar. Çıktığımız yolun sonunda beklediğimiz süreçlerle karşılaşmama bizi kaygılandırıyorbilir ve amacımızı sorgulatabilir.
Hepimizin ihtiyacı olan adalet eşitlik vicdan gibi ağır yüklerin oldu bu mesleği yapmanın zorlayıcı anları elbette olacaktır hayat bazen amacımıza ve değerimizi uygun hareket etmeyebilir. O zamanlarda yoğun duygularımızın olması olağandır. Önemli olan, bu süreçte amacımızdan ve değerlerimizden sapmak değil, karşılaştığımız duyguları fark etmek ve kabul etmekti.
"Kabul etmek" süreçlerin içinde objektif kalmamızı ve amacımızı tekrar fark etmemizi ve çözüm odaklı gitmemizi sağlar. "Kabul" eylemsizlik değil doğru ve objektif bir eylemdir.
Psikoterapi farklı bakış açılarıyla olayları değerlendirmemizi karşılaşılan olayları kişiselleştirmeden iletişim kururabilmemizi sağlayarak duygu kontrolü sağlamamızı da faydalı olabilir.
Saygılarımla,
Uzman Psikolog Duygu Kılıç Öztan
Linke Tıklayarak İnstagram Gönderisine Erişebilirsiniz:
Psikolog Hakkında
İstanbul Akasya Acıbadem Kent Kule'de kendi kliniğinde veya online olarak terapi yapmakta olan Psikolog Duygu Kılıç Öztan, Nöropsikiyatri Hastanesinde (NP İstanbul) dört seneden uzun bir süre AMATEM biriminde bağımlılık üzerine çalışmış, uzmanlığını da bu alanda kazanmıştır. Üsküdar Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak dört dönem üst üste psikoloji alanına ilişkin dersler vermiştir. Sonrasında Madalyon Psikiyatri Merkezi’nde danışan görmeye başlayarak; yeme bozukluğu, anksiyete bozukluğu, OKB, travma ve stres bozukluğu alanında çalışmıştır.
Comments