top of page

İnsan Kaynakları Çalışanlarının Psikolojisi


Mesleki gözlemlerimle tekrardan merhabalar. 🙋🏻‍♀️Meslek gruplarında karşılaştığım ortak problemleri ve psikolojik sonuçlarını paylaşmaya devam ediyorum.


Bu defa insan kaynakları çalışanları danışanlarımda gözlemlediklerimi bir araya getirmeye ve özetlemeye çalıştım. Konunun "insan" olup tabiki problemin bitmediği bir meslek grubunu çalışıyoruz bu sefer. (Kişiden kişiye göre özelleşen farklılaşan durum ve süreçlerin de olduğunu farkında olarak.)


İletişimin en yoğun olduğu çalışma alanlarından biridir insan kaynakları. 🗣Yönetim ve çalışanlar arasında iletişimin sağlanması görevine sahip olmak büyük bir yük getiriyor beraberinde.


Bu yazıda sadece danışanlarımdan dinlediğim sorunların tespiti ile kısaca kendi değerlendirmelerim yer alacaktır.


1) ANLAŞILAMAMAK & BİLGİSİZLİK

İnsan Kaynakları çalışanı danışanlarımız çoğu zaman çalışma ortamları ve çevrelerinde iş tanımlarının ne olduğunun anlaşılamaması nedeniyle iletişim problemleri yaşadıklarını dile getirmektedir. (SORUNLAR)


Anlaşılamadığımızı düşündüğümüzde çoğu zaman öfkelenir hatta kırılırız. Bu noktada da iletişim problemleri ortaya çıkar. Öfke ve kırgınlık zamanla duyguları yönetmede zorlanmaya ve tolerans düşüklüğüne sebep olmaya başlar


2)ÇALIŞANLAR GÖZÜNDE FARKLI YÖNETİMİN GÖZÜNDE FARKLI

Çalışanlar ile şirket yönetimi arasında köprü görevi gören İK çalışanları; diğer çalışanlar nezdinde verilen kararlardan sorumlu tutulmaktadır. Ancak İK çalışanları yönetim tarafından da büyük bir baskı altında olduklarını verilen kararları desteklemeseler de kararı uygulamanın kendi görevleri olduğunu söylemektedir. (SORUNLAR)


Üzerimize yüklenen sorumluluk ağır olduğunda veya karşı tarafça anlaşılamadığımızda çalışma arkadaşlarımızla güvenli iletişim kurulması engellenmiş olur. Bu engel de bizi yüzeysel ve çatışmalı bir ilişki içerisine sürükler. İlişkilerimizin zarar görmesi de işyerindeki başarımızı ve motivasyonumuzu etkileyerek güvenli bir ortamda hissetmememize sebep olabilir.


3)GÖREV TANIMININ BELİRSİZLİĞİ

İşyerinde farklı nitelikte birçok görev İK çalışanlarına bir iş yükü olarak yüklenmekte, görev tanımının açık uçlu oluşunun verdiği zorluk danışanlar tarafından dile getirilmektedir. Belirli bir düzende ilerleyememek planlarımızı etkiler. (SORUNLAR)


Verilen görevleri sorumluluk bilinciyle yerine getirmeye çalışırken yani bir yolda ilerlerken bize dayatılan yeni engebeli yollar asıl yolumuzu kaybetmemize sebep olur. Tükenmişlik işte buradan başlar.


4)ÇALIŞANLARLA YÖNETİM ARASINDA KALMAK

Diğer çalışanlar tarafından dile getirilen pek çok şikâyet ve talep İK çalışanları tarafından yönetime aktarılıyorsa da alınmayan aksiyonlardan İK çalışanlarının sorumlu tutulması karşılaşılan bir diğer problemdir.


Bekleneni yapmamıza rağmen yapmamışız gibi davranılması üzerimizde daha fazla sorumluluk hissetmemize sebep olur. Yetki alanımıza girmeyen bir konuda sorun çözmeye çalışmak, çözemediğimiz problemleri kişiselleştirme ve sonucunda olayları kendi başarısızlığımıza yormaya sebep olabilir.


5)YÖNETİMİN MESLEĞE BAKIŞ AÇISI

Yüklenen birçok farklı görev başarıyla yerine getirilmesine rağmen yönetimden beklenen desteği görememek danışanlar tarafından aktarılan bir diğer problem olarak karşımıza çıkmaktadır. Yetersizlik ve başarısızlık düşüncelerine sebep olabilecek önemli etkenlerdendir destek görememek çoğu zaman. (SORUNLAR)


Zamanla öfkeyle birleşen bu düşünceler hayata bakış açımızı değiştirebilecek konuma gelmemize sebep olabilir.



---------



İletişimin en önemli olduğu alan; insan kaynaklarında anlaşılamama, destek görmeme ve belirsizlikler en önemli sorunlar olarak karşımıza çıkıyor. Zaman zaman kendimizi çalışma ortamından soyutlayarak sürecin akışına göre kendi planlarımızı yapmak motivasyon ve toleransımızın artmasını sağlayacaktır. Karşılaşılan problemler de çözüm yolları da sınırlı değildir. Psikoterapi farklı bakış açılarıyla olayları değerlendirmemizi, karşılaşılan olayları kişiselleştirmeden iletişim kurabilmemizi sağlayarak duygu kontrolü sağlamamızda faydalı olabilir.




Psikolog Hakkında



İstanbul Akasya Acıbadem Kent Kule'de kendi kliniğinde veya online olarak terapi yapmakta olan Psikolog Duygu Kılıç Öztan, Nöropsikiyatri Hastanesinde (NP İstanbul) dört seneden uzun bir süre AMATEM biriminde bağımlılık üzerine çalışmış, uzmanlığını da bu alanda kazanmıştır. Üsküdar Üniversitesinde öğretim görevlisi olarak dört dönem üst üste psikoloji alanına ilişkin dersler vermiştir. Sonrasında Madalyon Psikiyatri Merkezi’nde danışan görmeye başlayarak; yeme bozukluğu, anksiyete bozukluğu, OKB, travma ve stres bozukluğu alanında çalışmıştır.

Comments


bottom of page